Die Gaste
İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
ISSN 2194-2668
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)


  • ÖNCEKİ YAZI
  • SONRAKİ YAZI
  • 42. Sayı / Temmuz-Aralık 2016



    Die Gaste 42. Sayı / Temmuz-Aralık  2016

     
     

    Die Gaste

    İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE

    ISSN: 2194-2668

    DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN
    İNİSİYATİF

    Yayın Sorumlusu (ViSdP):
    Engin Kunter


    diegaste@yahoo.com

    Mecklenburg-Vorpommern ve Berlin
    Eyalet Parlamentosu Seçimleri 2016




    Mecklenburg-Vorpommern Eyalet Parlamentosu Seçimi 2016

    2011

    2016

    2011-2016
    Değişim

    Seçmen Sayısı

    1.373.932

    1.328.320

    -45.612

    Kullanılan Oy

    708.111

    821.581

    113.470

    Katılım Oranı

    %51,5

    %61,9

    10,4

    2011

    %

    2016

    %

    2011-2016
    % Değişim

    SPD

    242.251

    35,6

    246.395

    30,6

    -5,0

    CDU

    156.969

    23,0

    153.115

    19,0

    -4,0

    Die Linke.

    125.528

    18,4

    106.256

    13,2

    -5,2

    Yeşiller

    59.004

    8,7

    38.836

    4,8

    -3,9

    NPD

    40.642

    6,0

    24.322

    3,0

    -3,0

    FDP

    18 943

    2,8

    24.521

    3,0

    0,2

    AfD

    167.852

    20,8

    20,8


         
         
         

    Berlin Eyalet Parlamentosu Seçimi 2016

    2011

    2016

    2011-2016
    Değişim

    Seçmen Sayısı

    2.469.716

    2.485.379

    15.663

    Kullanılan Oy

    1.487.487

    1.635.169

    147.682

    Katılım Oranı

    %60,2

    %65,8

    5,6

    2011

    %

    2016

    %

    2011-2016
    % Değişim

    SPD

    413.332

    28,3

    352.430

    21,6

    -6,7

    CDU

    341.158

    23,3

    287.997

    17,6

    -5,7

    Die Linke.

    171.050

    11,7

    255.701

    15,6

    3,9

    Yeşiller

    257.063

    17,6

    248.324

    15,2

    -2,4

    Piraten

    130.105

    8,9

    28.332

    1,7

    -7,2

    FDP

    26.943

    1,8

    109.500

    6,7

    4,9

    NPD

    31.241

    2,1

    9.459

    0,6

    -1,6

    AfD

    231.492

    14,2

    14,2


        Almanya’da son yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde AfD’nin yükselişi Pegida milliyetçi hareketinin yükselişiyle eşdeğer gelişmiş görünmektedir. Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern seçim sonuçları bu durumu destekler görünmektedir.
        Genel olarak Almanya’da, kimilerinin “yeni-orta” adını verdikleri orta-sınıfları kapsayan yaklaşık %15’lik bir oy bloğunun 2000’li yıllardan itibaren sürekli kendine uygun bir parti arayışı içinde olduğu gözlenmektedir.
        Alman medyasının “sağ-popülist” olarak tanımladıkları bu parti arayışı, ilk olarak 2001 yılında Schill partisinin (Partei Rechtsstaatlicher Offensive) Hamburg seçimlerinde %19,4 oy almasıyla açığa çıktı. Alman siyasal sisteminin kendi iç uygulamalarıyla Schill partisi kısa sürede küçüldü ve ortadan kayboldu.
        Ardından 2006 yılında eyalet seçimlerinde Piraten (Korsanlar) partisi ortaya çıktı. Piraten’in asıl yükselişi 2011-2012 eyalet seçimlerinde oldu. 2011 Berlin eyalet seçimlerinde %8,9 oy alan Piraten, 2012 yılında Kuzey Ren Vestfalye seçimlerinde %7,8, Saarland’da %7,4 ve Schleswig-Holstein eyaletinde %8,2 oy alarak siyaset dünyasının yeni fenomeni oldu.
        Piraten fenomeni Alman siyaseti tarafından, tıpkı Schill partisinde olduğu gibi, bir dönemin ötesine geçemedi. 2011 Berlin eyalet seçimleriyle parlayan Piraten, yine Berlin’de 2016 seçimleriyle siyaset sahnesinden silindi.
        Şimdi yeni bir fenomen ortaya çıktı.
        Bu yeni fenomen, Alman medyasının açık biçimde “sağ-popülist” parti olarak tanımladığı, milliyetçi ve yabancı düşmanı AfD (Alternatif für Deutschland) oldu. Böylece eyalet parlamento seçimlerinde ortaya çıkan, bir süre parlayan ve ardından yok olup giden “sağ-popülist” partilerin bu en yenisi Almanya’nın gündeminin ilk sırasında yer almaya başladı. Özellikle federal parlamento seçimlerinin gelecek yıl yapılacak olması ve AfD’nin diğer “sağ-popülist” partilere göre daha yüksek oy alması Alman siyasetinin ve Alman medyasının baş konusu haline geldi. Özellikle sayıları bir milyonu aşan Suriyeli sığınmacılar konusunun AfD’nin sağ-popülist söylemlerinin odan noktasında yer alması fenomene bir başka boyut kazandırdı.
        Mecklenburg-Vorpommern eyalet parlamentosu seçimlerinde %20,8 oy almasının ardından, Berlin eyalet parlamentosu seçimlerinde %14,2 oy oranına ulaşması bir kez daha sağ-popülizm söylemi altında ırkçılığın yeniden hortlaması olarak yorumlandı.
        Her ne kadar AfD, Mecklenburg-Vorpommern seçimlerinde ikinci büyük parti kategorisine yerleşmiş görünse de, ardından yapılan rlin eyalet parlamentosu seçimlerinde %14,2 oyla Yeşiller ve Linke’nin ardından ancak beşinci sıraya yükselebildi. Yine de yeni bir sağ-popülist fenomen olarak siyasette yerini almış görünmektedir.
        Almanya’nın “yeni eyaletleri” denilen eski DDR kesiminden olan Mecklenburg-Vorpommern, hemen hemen tüm “yeni eyaletler”de görülen (ki bu eyaletler Pegida’nın kitlesel tabanını oluşturmaktadır) siyasal arayışın bir parçası durumundadır. Bu açıdan AfD fenomeninde Berlin eyalet parlamentosu seçimleri daha belirleyici görünmektedir.
        Her iki eyaletteki seçimlerde en belirgin olay, bir yanıyla Piraten’in dağılması (bu arada hemen belirtelim ki, her iki eyalette de neo-nazi legal parti NPD kendince önemli oy kaybına uğramıştır), diğer yanıyla seçimlere katılım oranının yüksekliğidir. Mecklenburg-Vorpommern eyaletinde seçimlere katılım oranı 10,4 puan artarken, bu oylar büyük ölçüde AfD’ye verilmiştir. Aynı şekilde Berlin eyaletinde seçime katılım oranı 5,6 artmıştır. Bunun büyük oranda AfD’ye gittiğini söylemek çok da doğru görünmemektedir.
        Berlin eyalet seçimlerinde en tipik olan AfD oylarının Piraten ve CDU seçmenlerini kendisine çekmiş olmasıdır. FDP’nin Berlin’de yeniden ve bir kez daha %5 seçim barajını geçmesi de, artan katılım oranının FDP’ye de yaradığını göstermektedir. Diğer bir sonuç ise, SPD’nin 2011 seçimlerine göre kaybettiği oyların Linke’ye kaymış olmasıdır.
        Bugün için AfD’nin kendinden önceki “küçük sağ-popülist” partilerden daha kalıcı olup olmayacağı belirsizdir. Ancak Berlin eyalet parlamentosu seçimleri CDU’nun Suriyeli sığınmacılar nedeniyle bir güç kaybettiğini göstermektedir. Bunun sonucu olarak da, Angela Merkel’in bir kez daha CDU’nun başbakan adayı olup olmaması üzerine bir tartışmanın başlamasıdır.
        Federal parlamento seçimlerine yaklaşık bir yıl kalmışken Alman siyasetinin baş konusu AfD ve CDU olmayı sürdürecek görünmektedir. Bu bir yıllık süreçte AfD’nin diğer “küçük” partiler gibi Alman siyasal sistemi tarafından eritilip eritilemeyeceği bugün için belirsizse de, Suriyeli sığınmacılar ve dolayısıyla Türkiye-Recep Tayyip Erdoğan konusunun seçimlerinin odak noktasında yer alacağını bugünden söyleyebiliriz.