Die Gaste, SAYI: 12 / Mayıs-Haziran 2010

"Türk Okulu"
Tartışmaları


Die Gaste SAYI: 12 / Mayıs-Haziran 2010



    “Die Zeit” gazetesinin, Almanya’daki 3. kuşak Türklerin de büyük dil sorunları bulunduğuna işaret ederek bunun sebeplerinin sormasına karşılık Erdoğan, Almanya’nın bu konuda ihmali olduğunu, Türk çocuklara önce iyi bir şekilde Türkçe öğretilmesi gerektiğini, bunun Almanya’da her yerde mümkün olmadığını ifade ederek, “İstanbul’da bir avuç dolusu Alman yaşarken Alman liseleri kurulmuştu. Bu okullar daha o zamanlar yüzümüzün her zaman Batı’ya dönük olduğunun bir işaretiydi” dedi.
    Alman okullarında Türkçenin öğretilmesi söz konusu olduğunda Almanya’da bir endişenin olduğunu kaydeden Erdoğan, “İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesini kuruyoruz. Neden sizde de bir tane kurmuyoruz? Bu konuda bir ihtiyaç var. Benim gözümde bu bir lüks değil, uyuma katkı sağlamak” diye konuştu.
   
    Almanya Başbakanı Angela Merkel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alman “Die Zeit” gazetesine verdiği demeçte önerdiği gibi Almanya'da Türk liselerinin açılması fikrini benimsemediğini belirtti.
    Başbakan Merkel, “Passauer Neue Presse” gazetesine yaptığı açıklamada, “Bence bu fikir bizi ileriye götürmez, çünkü temelde Türk kökenli çocuklar ve gençler bizde Alman okullarına gitmeli. Buradaki Türk çocuklarının Türk lisesine gitme fikrini benimsemiyorum” şeklinde konuştu.
   
    Hür Demokrat Parti (FDP) Federal Meclis Üyesi Serkan Tören de, “Erdoğan'ın, Almanya'da yaşayan Türklere bu önerisi ile hizmet ettiği konusunda şüphesi olduğunu” belirterek, “aksine Türkçe konuşulan ailelerde çocukların bir an önce Almanca eğitim görmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini” söyledi.
   
    Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Üyesi Aydan Özoğuz, “özel Türk okullarının açılması çağrısının yasal olduğunu, ancak bu okulların ülkedeki uyum sorunlarını çözmeyeceğini” ifade ederken, Yeşiller Partisi Federal Meclis Üyesi Ekin Deligöz, “Türk liselerinin dil öğrenilmesini teşvik edeceğine inanmadığını, lise çağına gelen Türk kökenli öğrencilerin zaten dil sorununun bulunmadığını” savundu.
   
    Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkanı Kenan Kolat, “Die Welt” gazetesine yaptığı açıklamada, “Eğer Erdoğan bu önerisi ile bu tür liselerde tümüyle Türkçe eğitim verilmesini kast ediyorsa bunun büyük bir hata olduğunu düşünüyoruz” dedi. Kolat, “Erdoğan'ın, Türk çocuklarının Almanca öğrenmeden önce kendi dillerine iyi hakim olması gerektiği şeklindeki görüşüne de katılmadıklarını” kaydetti.
   
    Hessen Eyaleti Uyum Bakanı Jörg-Uwe Hahn, “Türk kökenli göçmenlerin bir an önce Alman toplumuna uyumunun sağlanması gerektiğini” belirterek, “Türkçe ders verilmesi halinde Türk çocuklarının toplumdan dışlanacağını” öne sürdü.
   
    Yeşiller Partisi Federal Meclis Üyesi Christian Ströbele de, “Almanca ve Türkçe'nin Alman okullarında birlikte verilmesinden yana olduğunu” kaydederek, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarıyla ilgili olarak da “Bu milliyetçi tarz hiç hoşuma gitmiyor” dedi.
   
    Alman Öğretmenler Birliği Başkanı Josef Krauss da Merkel'e, 29-30 Mart'ta yapacağı Türkiye ziyareti sırasında Almanya'nın içişlerine karışılmamasını istemesi çağrısında bulundu. “Genç Türklerin ana dillerini geliştirmesi için Türkçe'nin okullarda ikinci ya da üçüncü dil olarak verilmesinin teşvik edilmesine karşı olmadıklarını” ifade eden Krauss, “ancak Almanya'nın, ülkede yaşayan Türklerden kültürel kökenlerine rağmen sadece uyumu değil, asimilasyonu da istemesi gerektiğini” savundu.
   
    Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da Türk liseleri açılması önerisine tepki gösteren çevreleri sert bir dille eleştirdi. Başta Hristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) olmak üzere bazı çevrelerin bilinçli bir biçimde Başbakan Erdoğan'ın yaklaşımını yanlış yorumladığını belirten Roth, şunları söyledi: “Almanya'nın yurtdışında 500'ün üzerinde partner okulu var. Bu okullarda hem Almanca, hem de Alman kültürü öğretilmekte. Almanya'da çocuklar tabii Almanca öğrenmeli, Almanca konuşmalı. Tedrisat Almanca olmalı. Ama çocuklar anadillerini de öğrenmeli. Muhafazakar politikacılar tıpkı Pavlov'un köpekleri gibi hep aynı reaksiyonu gösteriyorlar. Bu ve benzer konuları iç politikada puan toplamak için istismar ediyorlar.”
   
    Krize dönüşen Almanya'daki Türk okulları adımı, Erdoğan-Merkel görüşmesinde çözüldü. Merkel, “Türkiye'nin de Almanya'da okulları olabilir” dedi. Başbakan Erdoğan, “Ülkemizde Almanca eğitim veren liselerimiz var. Türkiye’deki bu adım Türk ve Alman gençleri arasında Almancayı öğrenme noktasında çok çok önemli. Aynı benzer statüde adımların Almanya’da da atılabileceğini duymak bayan Merkel’den beni memnun etti” diye konuştu.