Die Gaste, SAYI: 12 / Mayıs-Haziran 2010

Türkçe Yanlışları


Dr. phil. Esin İLERİ





    Almanya`daki Türk kökenli öğrencilerin okulda Türkçe öğrenmeleri gerektiğini savunurken, gerek gazetelerde olsun, gerekse televizyon programlarında olsun, yani Türkçenin yazılı ve sözlü kullanımında yapılan yanlışlar dikkatimi çekmeye başladı. Onun için bu yanlışları inceleyip “Die Gaste”de yayınlamaya Genel Yayın Yönetmeni Zeynel Korkmaz ile karar verdik.
    Bu sayıda Türkçe yanlışları üzerine olan yazımın ilkini bulacaksınız.
    Türkçe –bilindiği gibi– bitişken (agglutinierend) dil grubuna girer. Kökler değişmez, türetme ve çekim eklerle yapılır. İsim grubuna giren kelimeler (Nomina) hem isim (Substantiv), hem de sıfat (Adjektiv) olarak kullanılır.
    Türkçe, “ulus” bildiren “Türk” ve dil bildiren “CA” (ca, ce –sert ünsüzlerden sonra– ça, çe) ekinden küçük ünlü uyumuna göre yapılmış bir kelimedir (Türk+çe). Her ulusun dilini gösteren kelime bu kurala göre yapılır. Alman+ca, İngiliz+ce, Fars+ça (Persisch), İsveç+çe ve –yukarda da belirttiğimiz gibi– hem isim, hem de sıfat olarak kullanılır. Örneğin: Türkçe dersi (isim) Türkischunterricht, Türkçe gazete (sıfat) die türkische Zeitung. İsim olarak kullanıldığında, eklerden kesme işareti ile ayrılmaz.
    Örneğin: Türkçede (Türkçe’de değil) 29 harf vardır.
    Bir ulusun ve bir dilin ayrı kelimelerle gösterilmesi Türkçenin özelliklerinden biridir. Almancada isim olarak kullanımda “Artikel” ile isim-sıfat ayrımı belirtilebilse de (der, die, das Deutsche), sıfat olarak kullanımda bu ayrım yoktur: “die deutsche Fahne” (ulus) Alman bayrağı ve “die deutsche Sprache” (dil) Almanca.
    Bu kural Türkçede gayet iyi bilindiği halde, son zamanlarda gerek yazılı olarak, gerek sözlü olarak “Türkçe dili” gibi yanlış kullanımlar ortaya çıkmaya başladı. İşin acı tarafı, bu yanlışları Türkçe öğretmenleri bile yapıyor. Yoksa onlar “Türkçe öğretmeni” değil de, sadece “Türk öğretmeni” (yeni moda kullanımı ile, yani sıfat olarak) “Türk öğretmen” mi?
    Türkçede dil gösteren kelimelerin son zamanlarda yanlış kullanılmasının kökü acaba neye dayanıyor? Türkçe bilmemeye mi, Türkçeyi önemseme-meye mi, Almancadan çeviriye mi? – Malûm taklidi çok severiz! Bu soruların cevabını size bırakıyorum ve “Anadilimizi doğru kullanalım!” diyorum.
    Sık sık yapılan başka bir yanlış da “anadili” (Muttersprache) yerine “anadil” (Ursprache) kelimesinin kullanılmasıdır. Bu yanlış kullanma “anadil” ile “anadili”nin değişik anlamlarda iki ayrı kelime olduğunu bilmemekten ileri gelmektedir.
    Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı “Türkçe Sözlük”te (genişletilmiş 7. baskı, Ankara 1983; cilt 1, s. 54) bu kelimeler şöyle tanımlanmaktadır:.
    anadil = Başka diller üretmiş olan dil (Ursprache)
    anadili = İnsanın çocukken anasından, babasından, evindekilerden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dil (Muttersprache).
    Bu kelimere birer örnek vermek gerekirse, “anadil”in örneği Latincedir, çünkü Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca Latinceden üretilmiş dillerdir.
    “Anadili”nin (Muttersprache) örneği ise: Almanların anadili Almancadır, Türklerin anadili ise Türkçedir.
    Herhalde bazı kimseler sözlük kullanmasını pek bilmiyor, ya da sözlük kullanmaya üşeniyor. Bence böyle kimselerin gazeteci vb. olmaması gerekir; zira gazetede ve televizyonda çalışan kimselerin görevi yalnızca haber vermek değildir. Bunun dışında bazı eğitım görevleri de vardır, çünkü dilbil-gisi az olan okuyucular ve dinleyiciler onları örnek almaktadır.
    Umarım, bu yazıyı okuduktan sonra, bir daha bu yanlışları yapmayacaksınız ve “Türkçe” yerine “Türkçe dili” ve “anadili” yerine “anadil” demeyeceksiniz!
   

    Dr. phil. Esin İLERİ
    22 Mart-14 Nisan 2010