İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)
ISSN 2194-2668


Die Gaste, SAYI: 30 / Ocak-Şubat 2014

Ayakkabı Kutusu,
Para Sayma Makinesi,
İktidar ve Cemaat


Ayakkabı Kutusu

İstanbul merkezli "yolsuzluk ve rüşvet" operasyonunda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, Ali Ağaoğlu, Reza Zarrab ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de gözaltına alınan isimler arasında.





    17 Aralık günü Terörle Mücadele Kanunu’yla görevli İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu”nda AKP hükümetinde görev yapan üç bakanın oğullarının ve son yılların en gözde mütahhidi olan Ali Ağaoğlu’nun da aralarında olduğu 71 kişi gözaltına alındı. Yapılan operasyonda, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun yatak odasında altı çelik kasa, para sayma makinesi ve 1 milyon dolar ele geçirilirken, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutusuna saklanmış 4,5 milyon dolar ele geçirildi.
    Operasyonda gözaltına alınanların bir bölümü "Altın kaçakçılığı, rüşvet almak-vermek, imar kirliliği, kara para aklama, sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik" iddalarıyla tutuklanırken, olaya adı karışan İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağla-yan ve Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar bakanlıktan istifa ettiler. 1 milyon dolar rüşvet aldığı iddia edilen AB’den Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış ise, gö-revinden istifa etmese de, “hükümet revizyonu” kapsamında bakanlığı bırakmak zorunda kaldı.
    Hükümet yanlısı “bağzı” medya organları bu operasyonun arkasında “Fethullah Gülen Cemaati”nin olduğunu, “Cema-at”in hükümetle hesaplaşma girişiminin bir parçası olduğunu ileri sürerken, Başbakan Tayyip Erdoğan, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kendisine yönelik “bir darbe girişimi” ve “Türkiye’ye yönelik bir ihanet” olanak niteledi.
    “Bağzı” medyaya göre, operasyon emniyet ve yargı içindeki “cemaatçiler” tarafından gerçekleştirildiğini iddia ettiler. Bu gelişmelerin ardından, AKP hükümeti operasyonu yapan savcıları ve operasyona katılan polisleri topluca görevden alırken, emniyet teşkilatında geniş tasfiyeler başlatıldı. Giderek olaylar, “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” olmaktan çıkarak AKP-Cemaat “hesaplaşması”na dönüştü.
    “Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” AKP hükümetinin dört bakanının başını “yerken”, karşı operasyonla bine yakın emniyet müdürü ve polis görevlerinden uzaklaştırıldı, operasyonu yapan savcılar (Zekariya Öz vb.) görevden alındılar. AKP hükümeti “cemaatçi” olarak bilinen savcı ve hakimleri tasfiye etmek amacıyla HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) yasasını değiştirmeye yöneldi. AKP’nin Halk Bankası’na karşılık olarak da “cemaatin bankası” olarak bilinen Bank Asya’ya yönelik soruşturma başlatıldı.
    Bugünlerde AKP-Cemaat savaşı, devletin her kademesine yayılarak olanca hızıyla sürmektedir. Operasyonda ele geçirilen ayakkabı kutusunda saklanmış milyon dolarlar, para sayma makineleri unutulup gitti.