İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)
ISSN 2194-2668


Die Gaste, SAYI: 40 / Ocak-Mart 2016

Hoşgeldin Kültürü’nün Geldiği Yer:
At Pazarlığı



Tayyip-At Pazarlığı






    Sığınmacıların Yunanistan-Makedonya sınırındaki izdihamıyla başladı her şey. Ardından ellerinde “Merkel“ ve “Almanya“ yazılı pankartlarla yollardaki halleri gündeme geldi. Ve kitleler halinde Avusturya üzerinden Almanya’ya girmeleriyle birlikte yoğun bir “sığınmacı sorunu“ tartışması başladı.
    İlk günlerde hava ılıktı. Hemen herkes sığınmacılara nasıl yardım yapılacağını konuşurken, yeni bir kavram ortaya çıktı: “Hoşgeldin kültürü“.
    Ancak Almanları konukseverliğe yöneltmeye çalışan “hoşgeldin kültürü“ fazlaca etkili olamadı. Siyaset dünyası yoğun bir tartışmaya girişti.
    Merkel, her yönden, özellikle de CSU tarafından şiddetle eleştirilirken, köşeye sıkışmaya başladı. Can simidi olarak da, Türkiye’ye, özel olarak da Tayyip Erdoğan’a sarıldı. Seçimlere iki hafta kala Ankara’ya gitti. Ve ilk pazarlık, Tayyip Erdoğan’ın altın kaplama tahtında yapıldı.
    Pazarlık, daha sonra AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile sürdürüldü. Üç milyar mı, beş milyar mı… yoksa on milyar mı pazarlığı kesin bir sonuca ulaşmayınca, Merkel bir kez daha Türkiye’ye gitti.
    Tayyip Erdoğan’ın sarayındaki görüşmede, basının önünde “hat sanatı“ üzerine yapılan muhabbet, içerde yoğun bir pazarlıkla sürdü. 2003 yılında W. Bush yönetimiyle yapılan pazarlığa benzeyen bu pazarlık, W. Bush’un deyimiyle, tam anlamıyla “at pazarlığı“na dönüştü.
    Alman basını Merkel’in Tayyip Erdoğan’a bir umut kapısı olarak görmesi şiddetle eleştirildi.
    Bild Online
‘da, “Erdoğan’ın Sarayında Sığınmacı Zirvesi“ başlıkla yazıda şöyle söyleniyordu:
    “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sarayı, taştan bir güç sembolü. Erdoğan'ın Ankara'da sit alanına 400 milyon euroya yaptırdığı gösterişli binanın 1150'den fazla odası bulunuyor. Tartışmalı binada, en az onun kadar tartışmalı olan Cumhurbaşkanı, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i ağırladı. Görüşme nedeni yine sığınmacılar sorunu"
    Frankfurter Rundschau
, “Merkel Türkiye’de-Ankara’yla pazarlık“ başlıklı yazıda şunlar söyleniyordu:
    “Almanya Başbakanı Angela Merkel, Pazartesi günü sabahtan Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Ankara'da sığınmacı sorununu görüşmek üzere bir araya geldi. Görüşmede bir taraftan Türkiye'nin sığınmacıların Avrupa'ya gelmelerine sınırlama getirmesi görüşülürken, diğer taraftan Türkiye'nin beklentileri ve yardımlar ele alındı. Türkiye buna ilaveten Haziran ayından önce AB sürecinde yeni fasıllar açılmasını ve bu yıl içerisinde vize kolaylığının sağlanmasını ele almak istiyor. Merkel öğleden sonra ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı son dönemde bir çok batılı politikacının kaçındığı Ankara'daki gösterişli sarayında ziyaret etti.“
    Tagesschau
’nun değerlendirmesi ise, “Merkel’in Ankara’da Umutsuz Ortak Arayışı“ başlığıyla yayınlandı:
    “Avrupa Birliği kendi sığınmacı politikalarını oluşturmaktan yoksun olduğu için, Başbakan Merkel Ankara'da umutsuzca ortak arıyor. Ancak, kim böylesine istekli bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politik pazarına girerse kendisini baskılara açık hale getirir. Brüksel ve Berlin'in bir taraftan Türkiye'den sınırları açarak sığınmacılara insanlık yapmasını isterken, diğer taraftan sığınmacıların Avrupa'ya gelmemesi için kapıları kapatmasını istemesi ne kadar alaycı ve ikiyüzlü"
    Bu görüşmeler ve pazarlıklar, hiç kuşkusuz Alman kamuoyunda belli bir yankı buluyordu. Bunun en açık örneği karnaval geçiti için hazırlanan kuklalarda görüldü.
    Bir kuklada, Merkel’in Türkiye’ye gidişi Avrupa’nın Tayyip Erdoğan’ın ayağını öperken hicvedilirken, bir başkasında IŞİD ile Tayyip Erdoğan’ın kadeh tokuşturması hicvediliyordu.
    İşte “Hoş geldin Kültürü”nden Tayyip Erdoğan’a uzanan görüşmelerin yansısı böyle oldu.
    Sonuç olarak sığınmacılar pek de “hoş” gelmiş görünmüyorlar!



Mainz Karnaval Tayyip



Mainz Karnaval Tayyip