İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)
ISSN 2194-2668


Die Gaste, SAYI: 40 / Ocak-Mart 2016

1960’lardan
Rehber!







60'lardan Rehber
    “Almanya’ya ayak bastıktan sonra, istasyonların ardından ikinci en önemli mekan olan haymlarda yaşam kolay değildi. Herşeyden önce yurt yöneticisi elindeki yurt talimatı ile demoklasin kılıcı gibi işçilein tepesindeydi. Türkiye’de askerliğini yapıp gelen erkek işçiler için uyum belki çok zor değildiş, zira işçi yurtaları, talimatın dili ve stili ile de kışla havasını aratmıyordu. Örneğin başka cinsten birinin yurdu ziyareti yasaktı, kendi cinsinden ziyaretçi de en geç saat 22’ye kadar kalabilirdi. Alman standartlarına göre “Temizlik ve Düzen” çok önemliydi. Kül tablalarının yeriden tuturn da, terliklerin nerede, ne zaman giyileceği, tuvalete nasıl oturulacağı talimatla düzenlenmişti...
    Alafranga tuvaletler ve tarhatlanmak için su yerine sadece tuvalet kağıdı konması da Türklerin zor alıştığı, Alman yetkililerin ise hiç ciddiye almadığı bir konuydu. Soruna, pratik olarak kendilerince çözümler buldular, ancak bu da Almanların hiç hoşuna gitmedi. Ve hemen “doğru, olması gereken ve sıhhi olduğu kesin” alafranga tuvaletin nasıl kullanılacağını, üstelik model resim çizerek hazırladıkları kağıtları, geldikleri tren, uçak tuvaletlerine, daha sonra da haym ve işyeri tuvaletlerine astılar. Bu adeta, Türkiye’den gelen insanlara dayatıldı, öğretilmeye zorlandı. Kendilerinden farklı bir temizlik anlayışı, dini gerekler ve gelenekler olabileceğini düşünmediler. Bu durum yurt yöneticileri ve Alman işçiler açısından farklı biçimler konusunda bilgisizlik, hatta sorunu görmezlikten gelmek ya da anlayış göstermemek şeklinde açıklanabilir. Ancak, daha üst kademelerin tutumunda tepeden bakan arogant bir hava egemendi. 1971 yılında tuvalet temizliği konusunda Hamburg sağlık kurumundan bir profesör şunları yazıyordu: “Müslümanlar, ülkemizde, günümüzdeki gelişmişliğe rağmen, modern, sıhhi tuvalet temizliği için kağıt yerine biraz su kullanıyorlar...” (Türkiye’den Almanya’ya Göçün Tarihi, DoMiT, s. 175-176.)